
Güney Azerbaycan Kurtuluş Partisi’nin, TRT’nin Güney Azerbaycan şehirlerine Rojhilatê Kurdistanê (Doğu Kürdistan) adını vermesiyle ilgili açıklaması
Güney Azerbaycan için faşist bir Fars rejimi yeter!
Kardeşten kardeşlik olsun! Olmazsa asla!
10/07/2025 tarihinde, TRT Kurdi kanalı, Güney Azerbaycan’ın başlıca şehirlerinden biri olan Urmu hakkında 1 saatlik asılsız bir yayında şehri “Kürt bölgesi” olarak tanıttı. TRT’nin bu eylemi, 50 milyonluk Güney ve Kuzey Azerbaycan’da yaygın bir halk tepkisine yol açtı. Bu taraflı tanıtım videosu, bölgenin tarihi, kültürel ve demografik gerçekleriyle çelişen etnografik propaganda içeriyordu.
Güney Azerbaycan Kurtuluş Partisi (GAQP) olarak, öncelikle bu eylemin bir hata olduğunu ve Türk hükümetinin Azerbaycan karşıtlı bu provokasyonla hiçbir ilgisi olmadığını savunduk. Güney ve bölgenin istikrarı için mücadele eden Türkiye gibi bir devletin stratejisinde bölgesel barışın esas olduğunu düşündük. Türkiye’nin kardeş Azerbaycan’a (Güney-Kuzey) toz duman edecek ve kötü niyetli düşmanları yerlerine oturtacak provokasyonlara izin vermeyeceğini, veremeyeceğini düşündük. Ancak, TRT’ye sızan sinsi kışkırtıcı ünsurlerin uzaklaştırılmasını umud ederken, isteklerimizin aksine olayların hızla kontrolden çıktığı öne çıktı!
Güney Azerbaycan Milli Hareketi, Urmu hakkındaki “sinsi” belgenin ekranlardan kaldırılmasını talep ederken, 55.45 dakikalık XOY videosunda ve ardından 55.58 dakikalık filmde Daşmakı (Maku) şehirleri de Rojhilatê Kurdistanê sunuldu.
Türkiye’nin klasik tarih yazımında 11. yüzyıl hastalığı sürerken, Türklerin 10.000 yıllık kültürü de kendi ellerimizle görmezden geliniyor. Türk toplumu için Urmu Bölgesi hakkında kısa bir bilgi vermenin faydalı olacağını düşünüyoruz:
///Urmu bölgesi, Azerbaycan Türklerinin binlerce yıldır yaşadığı, zengin kültürel, arkeolojik ve dilsel mirasıyla bilinen bir medeniyet merkezidir. Dünyanın en güvenilir bilim kurumlarının teyitlerine göre, “Urmu Gölü” (Aratta) bölgesi, “Altay”, “Onasya” ve “Mezopotamya (Decle-Frat)” havzaları gibi proto-Türk medeniyetinin merkezi olub. Bu bölge, 6.000 yıllık özgün bir Türk yaşam kültürüne ve çeşitli etnik grupların barış içinde bir arada yaşamasının bir örneği ve ev sahipi olmuşdur.///
Bugün itibarıyla, toplam nüfusunun %76’sından fazlasını Türk etnik grubunun oluşturduğu bu geniş bölgeye yönelik silahlı terörist grupların tehdidi ile bu sahte videoların sürekli yayınlanması arasında açık bir bağlantı bulunmaktadır.
Önceki Nevruz bayramının arifesinde, Kürt halkının bayramlarına Kürt bayrağını dalgalandırarak ayrılıkçı bir renk katmaya çalışan terörist grubların “Urmu Kürdistan,e” gösterisine tepki olarak, Nevruz bayramının ikinci gününde Urmu meydanları aşıp-taştı! Urmu’da 600.000’den fazla kişinin katıldığı mitingde atılan “Urmu Türk’tür, Türk kalacak!”, “Bu topraklardan pay olmaz, Urmu Kürdistan olmaz!”, “Tebriz-Bakü-Ankara, Biz hara /nereye/, Farslar hara!” gibi sloganlar, herkesten çok Fars rejimini ve onun haydut terörist destekçilerini etkiledi. Elbette bu dokunuştan sonra bir intikam duygusu da doğacaktı. Ancak beklediğimiz intikamın merkezi TRT değildi. TRT Kurdi, bu intikam projesini gizlice devr aldı ve aylarca iç ve dış etkenlerin yardımıyla çalıştı. Bu videoların art arda yayınlanmasının, 100 milyon insanın barışçıl yaşamıyla yakından ilgili olan “Terörsüz Türkiye” projesinin tam da başlangıcında olduğu da göz ardı edilmemelidir.
TRT bunu nasıl açıklamalı, bu soğuk rüzgara nasıl son vermeli? TRT, 40 milyonluk Güney’in Türk kaderini düşünüyor mu? Düşünüyorsa, içinde yuvalanmış ve Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Atatürk ilkelerine düşman çetelerin etnik kışkırtmalarına son verecek mi?
Türkiye Cumhuriyeti’nin dizginlenemez sevdalıları olarak, Türklerin en büyük ulusal medya kuruluşu olan TRT’nin son derece hatalı yayın politikasından vazgeçmesini talep ediyorken:
1. Söz konusu filmlerin gerçeğe aykırı olduğu dikkate alınarak yayından kaldırılmasını;
2. Kültür, dostluk ve Türklük adı altında TRT gibi ulusal kanalımıza sızan ulusal nefret tohumlarının temizlenmesini;
3. Yayınlanma ihtimali olan sahte videoların yayınlanmadan önce durdurulmasını;
4. Bu provokasyonun arka planını ortaya çıkarmak için çekim ekibinin gözaltına alınmasını;
5. Gelecekte, bu tür önemli belgelerin objektif gerçeklere dayanarak yayınlanmasını;
6. Güney Azerbaycan’ın kültürel ve tarihi değerlerini objektif bir şekilde ele almak için Güney Azerbaycan Milli Hareketi’ne (G.AMH) bağlı sivil toplum kuruluşlarla, akademisyenlerle ve ulusal-siyasi partilerle iletişimde olmasını;
7. Resmi çekim ekibinin Güney Azerbaycan’a, özellikle Urmu şehrine gönderilmesini istiyoruz.
GAQP olarak, Azerbaycan ve Türkiye Türkleri arasındaki kopmaz kardeşlik bağlarının her geçen gün derinleştiğine inanıyor ve Türk Dünyası’nın uluslararası topluma açık en büyük medya ağı olan TRT’nin milli, derin ve bilimsel olmasını diliyoruz.
Elbette umudumuz TRT’nin yanımızda bir kardeş olarak durmasıdır. Aksi takdirde, en azından topraklarımıza göz diken Kürd terör örgütlerinin müttefiki olarak görülmeyeceğini dilerik.
GAQP’na göre: Türkiye Azerbaycan’ın, Azerbaycan ise Türkiye’nindir. Dünyada bu gerçeği değiştirebilecek hiçbir devlet, güç veya terör örgütü yoktur.
Bu çağrı sadece bir protesto sesi değil, aynı zamanda Türkiye ile Azerbaycan arasında fitne çıkarmaya çalışanlara ve Güney Azerbaycan topraklarını Kürt terör örgütlerine peşkeş çekenlere karşı güçlü bir kınamadır.
Güney Azerbaycan Kurtuluş Partisi (GAQP)
2025/07/15
www.milliqurtulus.com